TCMB: Enflasyon üzerindeki yukarı yönlü risklere karşı ihtiyatlı duruş yinelendi
TCMB’nin 27 Haziran 2024 tarihli PPK toplantı özetinde, aylık enflasyonun ana eğiliminde belirgin ve kalıcı bir düşüş sağlanana ve enflasyon beklentileri öngörülen tahmin aralığına yakınsayana kadar sıkı para politikası duruşunun sürdürüleceğine vurgu yapılarak, “Enflasyonda belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi durumunda ise para politikası duruşu sıkılaştırılacaktır. Para politikasındaki kararlı duruş; yurt içi talepte dengelenme, Türk lirasında reel değerlenme ve enflasyon beklentilerinde düzelme vasıtası ile aylık enflasyonun ana eğilimini düşürecek ve dezenflasyon yılın ikinci yarısında tesis edilecektir.” ifadelerine vurgu yapıldı.
PPK özetinde şöyle denildi:
“Yurt içi ve yurt dışı yerleşiklerin Türk lirası varlıklara yönelimiyle piyasada oluşan likidite fazlası zorunlu karşılıkların artırılmasıyla birlikte 24 Mayıs sonrasında yerini çoğunlukla likidite açığına bırakmıştır. Ancak, bu dönemde likidite gelişmeleri ve Dövizden Dönüşümlü KKM hesaplarından Türk lirası mevduata geçen hesaplarda faizlerin belirgin şekilde gerilemesi Türk lirası mevduat faizleri üzerinde etkili olmuştur. Türk lirası mevduat faizleri, 24 Mayıs haftasından bu yana 191baz puan azalarak, 21 Haziran itibarıyla yüzde 56,15 seviyesinde gerçekleşmiştir. Aynı dönemde Türk lirası ticari kredi faizleri 43 baz puan artışla yüzde 63,13 seviyesinde oluşmuştur. Bireysel tarafta, ihtiyaç kredisi (Kredili Mevduat Hesabı hariç) faizleri 44 baz puan azalarak yüzde 76,50 olarak gerçekleşirken; konut kredisi faizleri, yatay seyrini sürdürerek yüzde 44,58 seviyesinde oluşmuştur. Taşıt kredisi faizleri ise son dönemde kampanyalı satışların azalması ile 21,41 puan yükselerek 21 Haziran itibarıyla yüzde 55,31 olmuştur.
Parasal sıkılaştırmanın krediler ve iç talep üzerindeki etkileri yakından izlenmektedir. Atılan parasal ve miktarsal sıkılaşma adımlarının etkisi ile Türk lirası kredi büyümesindeki yavaşlama devam etmiş, YP kredi büyümesi gerilemiştir. Bu kapsamda, bireysel kredilerin 4 haftalık büyüme oranlarının ortalaması 17 Mayıs haftasından bu yana artarak yüzde 1,44 seviyesinden 21 Haziran itibarıyla yüzde 2,91 seviyesine gelmiştir. Söz konusu orandaki artış temelde ihtiyaç kredisi büyüme oranının yüzde 2,70’den yüzde 3,48’e ve bireysel kredi kartları bakiyesinin yüzde 1,12’den yüzde 3,36 seviyesine yükselmesinden kaynaklanmaktadır. 21 Haziran itibarıyla, konut ve taşıt kredilerinin 4 haftalık büyüme oranlarının ortalaması sırası ile yüzde 0,41 ve 1,18 olarak gerçekleşmiştir. Türk lirası ticari krediler sınırlı ölçüde büyümeye devam etmiş ve 4 haftalık büyüme oranlarının ortalaması yüzde 1,01 olarak gerçekleşmiştir. Kur etkisinden arındırılmış YP ticari kredilerdeki 4 haftalık büyüme oranlarının ortalaması, getirilen sınırlamaların etkisi ile yüzde 4,88’den yüzde 4,13’e gerilemiştir.
28 Haziran 2024 tarihinde yapılan düzenlemelerle kaldıraç oranına göre ilave zorunlu karşılık tesisi uygulaması sonlandırılarak makroihtiyati çerçevede sadeleşme adımları devam etmiştir. Ayrıca, piyasa mekanizmasının işlevselliğinin artırılması amacıyla ticari kredilerde erken kapama durumunda bankalarca uygulanabilecek azami ücretlerde değişikliğe gidilmiştir. Yapılan değişiklikle erken kapama ücretinin, kredi faizinin seviyesi ve kalan vadesine duyarlı bir yöntemle belirlenerek ticari kredi fiyatlamalarının daha sağlıklı oluşabilmesi amaçlanmıştır. Böylece, dezenflasyon sürecine ilişkin beklentilerin uzun vadeli ticari kredi faizlerine aktarımı desteklenmiştir.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) brüt uluslararası rezervleri, önceki PPK toplantı haftasından bu yana 5,38 milyar ABD doları artarak 21 Haziran 2024 itibarıyla 147,6 milyar ABD doları seviyesine yükselmiştir. Türkiye’nin 5 yıllık kredi risk primi (CDS) önceki PPK toplantı haftasından bu yana sınırlı bir miktarda artarak 26 Haziran 2024 itibarıyla 279 baz puan seviyesine yükselmiştir. Türk lirasının 1 ay vadeli kur oynaklığı 26 Haziran 2024 itibarıyla yüzde 14,52 seviyesine yükselirken, 12 ay vadeli kur oynaklığı yüzde 24,25 seviyesine yükselmiştir. Önceki PPK toplantı haftasından bu yana 3,03 milyar ABD doları Devlet İç Borçlanma Senetleri (DİBS) piyasasına giriş ve 1,69 milyar ABD doları hisse senedi piyasasından çıkış olmak üzere toplam 1,33 milyar ABD doları net portföy girişi gerçekleşmiştir.
Talep ve üretim
2024 yılı ilk çeyreğinde iktisadi faaliyet güçlü seyretmiştir. Gayri Safi Yurt İçi Hâsıla (GSYİH) verileri, özel tüketimin büyümeye yıllık bazdaki katkısının azalmakla birlikte halen yüksek seyrettiğine işaret etmiştir. Öte yandan, net ihracat 2022 yılının üçüncü çeyreğinden bu yana ilk kez yıllık büyümeye pozitif katkı vermiştir. Çeyreklik bazda ise, aynı dönemde özel tüketimin artışı bir miktar yavaşlamış, net ihracatın büyümeye pozitif katkısı ise önceki çeyreğe kıyasla artış kaydetmiştir. Bu çerçevede, yılın ilk çeyreğinde ücret artışları, firmaların ilave kampanyaları ve öne çekilen talebin etkisiyle yurt içi talep dirençli seyretmiş, net ihracatın katkısı ise hem yıllık hem çeyreklik bazda pozitif gerçekleşmiştir. Böylelikle, büyümenin kompozisyonu açısından daha dengeli bir talep görünümü izlenmiştir.
Yakın döneme ilişkin göstergeler yurt içi talebin, halen enflasyonist düzeyde olmakla birlikte, yavaşladığını teyit etmektedir. Nisan ayında perakende satış hacim endeksi, aylık ve çeyreklik bazda düşüş kaydetmiştir. Aynı dönemde, ticaret satış hacim endeksinde daha yüksek oranlı bir düşüş gerçekleşmiş, perakende ticaretin yanı sıra endeksin diğer iki ana kalemi olan motorlu taşıtların ticareti ve toptan ticarette de azalış izlenmiştir. İlk çeyrekte ılımlı artış gösteren hizmet üretim endeksi, nisan ayında aylık bazda düşüş kaydetmiştir. Haziran ayı itibarıyla imalat sanayi firmalarına yönelik anket verileri, iç piyasa siparişlerinde çeyreklik bazda azalış olduğunu göstermektedir. Firma görüşmelerinden edinilen tüketim harcamalarına ilişkin tespitler de iç talepte ilk çeyreğe kıyasla yavaşlamaya işaret etmektedir. Diğer yandan, ikinci çeyrekte iki bayram tatili ve bunlarla bağlantılı idari izinler kaynaklı köprü günlerinin yer alması, talepteki yavaşlamanın seviyesi hakkında net bir görüntü alınmasını zorlaştırmaktadır. Kartla yapılan harcamalar nisan ayında azalırken, mayıs-haziran dönemi dâhil edildiğinde kart harcamalarının çeyreklik bazdaki artışını, hız kesmekle birlikte, sürdürdüğü gözlenmiştir. Diğer taraftan, mevsimsellikten arındırılmış olarak tüketim malı ithalatı, mayıs ayında düşmekle birlikte halen seviye olarak bir önceki yıl ve 2024 yılı ilk çeyrek ortalamasının üzerinde seyretmektedir. Bu çerçevede, daha yakın döneme ilişkin göstergelerle birlikte tüketim göstergelerine bir bütün olarak bakıldığında, talebin Enflasyon Raporunda öngörülen ölçüde yavaşlamıyor olabileceği değerlendirilmektedir.
Nisan ayında sanayi üretim endeksi, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış olarak aylık bazda yüzde 4,9, takvim etkilerinden arındırılmış olarak yıllık bazda yüzde 0,7 oranında gerilemiştir. Çeyreklik bazda sanayi üretimi yüzde 4,2 oranında azalmıştır. Nisan ayında Ramazan Bayramı tatilinin idari kararla uzatılması sonucu gerçekleşen köprü günlerinin de aylık bazdaki azalışta etkili olduğu değerlendirilmektedir. İlave olarak, önceki aylarda yüksek artış kaydetmiş olan tipik olarak yüksek oynaklık sergileyen sektörlerin üretimindeki telafi niteliğindeki düşüşler de aylık bazda sanayi üretimini aşağı çekmiştir. Söz konusu etkiler dışlandığında, sanayi üretiminin ana eğiliminin genel endeksin ima ettiğinden daha kuvvetli olduğu değerlendirilmektedir. İmalat sanayi kapasite kullanım oranı ise haziran ayında aylık bazda 0,4 puan azalışla yüzde 76,2 seviyesinde gerçekleşmiştir.
Nisan ayı itibarıyla mevsimsellikten arındırılmış istihdam, çeyreklik bazda yüzde 0,5 oranında artarak 32,6 milyon kişi seviyesinde gerçekleşmiştir. Bu dönemde, işgücüne katılım oranı sınırlı artış kaydetmiş, işsizlik oranı ise 0,2 puan gerileyerek yüzde 8,5 düzeyinde gerçekleşmiştir. Anket göstergeleri ise, imalat sanayi firmalarının geleceğe yönelik istihdam beklentilerinde düşüşe işaret etmektedir.
Nisan ayında cari işlemler açığı aylık bazda 5,3 milyar ABD doları olarak gerçekleşmiş, yıllıklandırılmış olarak ise sınırlı bir artışla 31,5 milyar ABD dolarına yükselmiştir. Söz konusu gerçekleşmede altın ve enerji hariç dış ticaret açığındaki artış etkili olmuştur. Diğer yandan, enerji dış ticaret açığındaki iyileşme eğiliminin yavaşlamakla birlikte sürdüğü gözlenmektedir. Altın dış ticaret açığı ise önceki aya kıyasla nispeten yatay seyretmiştir. Bu dönemde, yıllıklandırılmış hizmetler dengesi fazlası bir önceki aya göre sınırlı düşüş kaydetmiştir.
Geçici dış ticaret verileri, mayıs ayında mevsimsellikten arındırılmış olarak ihracatta artışa, ithalatta ise düşüşe işaret etmiştir. Altın ithalatı mayıs ayında tarihsel ortalamalarının üzerinde kalmaya devam ederken, yıllıklandırılmış olarak 22 milyar ABD doları civarına gerilemiştir. Nisan ayında bayram tatili kaynaklı takvim etkileri nedeniyle artan tüketim malları ithalatı ise mayıs ayında azalmıştır. Mayıs ayına ilişkin geçici dış ticaret verileri haziran ayı için yüksek frekanslı verilerle beraber değerlendirildiğinde, üç aylık ortalama eğilimler, ihracatta görece yatay bir seyir ile ithalatta azalış ima etmektedir. Tüketim malı ithalatının seyri, parasal sıkılaştırmanın iç talep üzerindeki etkilerinin değerlendirilebilmesi açısından, çeşitli diğer göstergeler ile beraber yakından takip edilmektedir.
Cari açığın finansmanı tarafında ise, bankacılık sektörünün yıllıklandırılmış uzun vadeli borç çevirme oranı, nisan ayında yüzde 125 seviyesinde gerçekleşmiştir. Söz konusu oran, bankacılık sektörü dışındaki firmalarda yüzde 97 civarında olmuştur. Bu çerçevede, yurt dışı borçlanma imkanlarının bir önceki aya benzer seyrettiği gözlenmektedir.
Enflasyon Gelişmeleri
Tüketici fiyatları mayıs ayında yüzde 3,37 oranında artmış, yıllık enflasyon 5,65 puan yükselişle yüzde 75,45 olmuştur. Yıllık tüketici enflasyonundaki baz etkisi kaynaklı belirgin artışa karşın, bu dönemde çekirdek B ve C göstergelerinin yıllık değişimleri ana endekse kıyasla daha ılımlı bir seyir izlemiştir. Meskenlerde doğal gazda ilk 25 metreküpün bedelsiz olarak kullandırılması uygulamasının sona ermesi mayıs ayı manşet enflasyonunu 0,64 puan yukarıya çekmiş, söz konusu etki arındırıldığında aylık tüketici enflasyonu sınırlı bir iyileşme kaydetmiştir.
Mayıs ayında hizmet grubunda aylık fiyat artışı yüksek seyretmeye devam etmiş, bu grupta özellikle kira, lokanta-otel ve eğitim kalemlerinin etkisi hissedilmiştir. Mayıs ayında, aylık enflasyon temel mal grubunda sezon geçişine bağlı olarak giyim ve ayakkabıda artarken, dayanıklı mal grubunda yavaşlamıştır. Gıda grubunda aylık fiyat artışı sebze fiyatları öncülüğünde gerileyen işlenmemiş gıda grubunun etkisiyle yavaşlamıştır. Öte yandan, işlenmiş gıda grubunda aylık enflasyon birikmiş maliyet baskıları sonucu ekmek-tahıllar ile süt ve süt ürünleri öncülüğünde güçlenmiş, bu dönemde kırmızı et fiyat artışlarının işlenmiş et ürünlerine olan yansıması sürmüştür. Enerji fiyatları, uluslararası enerji fiyatlarındaki gelişmeleri takiben akaryakıt ve tüp gaz fiyatlarında kaydedilen düşüşlere karşın, 25 metreküp bedelsiz doğal gaz kullanımı uygulamasının sona ermesinin etkisiyle mayıs ayında önemli ölçüde (yüzde 4,91) yükselmiştir.
Aylık enflasyonun ana eğilimindeki zayıflama mayıs ayında geçici bir kesintiye uğramıştır. Mevsimsellikten arındırılmış verilerle B ve C endekslerinin aylık artış oranları sırasıyla yüzde 3,2 ve yüzde 3,4 seviyelerinde gerçekleşerek önceki aya kıyasla bir miktar artış göstermiştir. B ve C endekslerinde mevsimsellikten arındırılmış üç aylık ortalama artışlar ise, sırasıyla yüzde 3,2 ve yüzde 3,4 ile bir önceki aya kıyasla gerileyerek zayıflama eğilimini sürdürmüştür. Mayıs ayında fiyat artışları; B endeksini oluşturan gruplardan temel mal ve hizmet gruplarında yataya yakın seyrederken, işlenmiş gıdada yükseliş kaydetmiştir. Bu dönemde Medyan, SATRIM ve diğer ana eğilim göstergeleri ile yayılım endeksi de sınırlı bir miktarda artış göstermiştir.
Hizmet enflasyonundaki yüksek seyir ve katılık, enflasyon beklentileri, jeopolitik riskler ve gıda fiyatları enflasyonist baskıları canlı tutmaktadır.
Hizmet sektöründe hâkim olan fiyatlama davranışı önemli bir atalete ve şokların enflasyon üzerindeki etkilerinin uzun bir süreye yayılmasına neden olmaktadır. Yıllık enflasyon mayıs ayında, temel mal grubunda yüzde 56,5 olurken, hizmet sektöründe yüzde 95,9 ile yaklaşık 40 puan yukarıda gerçekleşmiştir. Ayrıca, hizmet sektörüne ait yayılım endeksi mayıs ayında tarihsel ortalamasının yaklaşık yüzde 40’ı kadar üzerinde seyrederek, artışların sektör geneline yayılmaya devam ettiğini göstermektedir. Bu bakımdan, yakın dönem tüketici enflasyonu gerçekleşmeleri dikkate alındığında, belirli hizmet kalemlerinde enflasyonun bir süre daha yüksek seyretme riski bulunmaktadır. Mayıs ayı özelinde kira, lokanta-otel ve eğitim kalemleri fiyat artışları ile öne çıkan sektörler olmuştur.
Perakende Ödeme Sistemi (PÖS) mikro verileri üzerinden takip edilen öncü göstergeler, yeni ve yenilenen sözleşmelerde kira artış oranının, tüketici fiyat endeksindeki mevcut yıllık kira seviyesinin altında olmakla birlikte nispeten yüksek seyrettiğine işaret etmektedir. Ayrıca, göstergeler aylık kira artış oranının haziran ayında, kontrat güncelleme oranında beklenen artışın etkisiyle bir miktar yükseleceğini ima etmektedir. Öte yandan, konut fiyatları yıllık artışı nisan ayı itibarıyla yüzde 48,4 seviyesine gerileyerek, reel olarak azalışını sürdürmüş, mevsimsel etkilerden arındırılmış veriler de bu kalemdeki aylık artış eğiliminin son aylarda önemli ölçüde yavaşladığına işaret etmiştir. Konut fiyatlarındaki bu durumun, ilerleyen dönemde kira enflasyonunu sınırlayacak bir unsur olduğu değerlendirilmektedir. Diğer taraftan, kira artışını yüzde 25 ile sınırlayan regülasyonun yakın gelecekte yürürlükten kalkacak olmasının kira enflasyonuna etkisi de yakından takip edilecektir. Kısa vadede kira enflasyonunun yüksek seyrini koruyarak, tüketici enflasyonunda beklenen yavaşlamayı sınırlayacak ana grup olacağı değerlendirilmektedir.
Lokanta-otel alt grubunda aylık enflasyonun yüksek seyri yemek hizmetlerine bağlı olarak mayıs ayında da sürmüştür. Son aylarda zayıflayan maliyet baskılarına karşın yemek hizmetleri aylık enflasyonunda süregelen güçlü seyir, tüketici enflasyonundaki yavaşlamayı sınırlamaktadır. Mayıs ayı özelinde fiyat artışı ile öne çıkan bir diğer hizmet kalemi, özel okul ücretlerine istinaden eğitim olmuştur. Geçmiş enflasyona endeksleme eğiliminin yüksek olduğu ve ücret gelişmelerinden de etkilenen özel okul ücretlerinin tüketici enflasyonuna olan etkisinin, fiyat açıklama tarihlerine bağlı olarak, yaz aylarında kademeli olarak yavaşlayacağı değerlendirilmektedir. Öte yandan, eğitim hizmetleri enflasyonunda eylül ayında özel üniversite ücretlerine bağlı fiyat ayarlamalarının etkisinin hissedileceği not edilmelidir.
Yurt içi üretici fiyatları mayıs ayında yüzde 1,96 oranında artmış, yıllık enflasyon 2,02 puan yükselerek yüzde 57,68 olmuştur. Türk lirasındaki ılımlı seyri takiben üretici fiyatları aylık artışı önemli ölçüde zayıflamış, yıllık üretici enflasyonu ise düşük bazın da etkisi ile yükselmiştir. Ana sanayi gruplarına göre incelendiğinde, enerji fiyatları temelde doğal gaz ve şebeke suyu üretici fiyatlarına bağlı olarak yüzde 3,32 oranındaki artış ile öne çıkarken, ara malı ve sermaye malı başta olmak üzere kalan gruplarda aylık fiyat artışının daha ılımlı seyrettiği izlenmiştir.
Uluslararası emtia fiyatlarında ocak ayında başlayan artış eğilimi nisan ayında ulaştığı seviye sonrasında mayıs ayında bir miktar gerileme kaydetmiştir. Mayıs ayında küresel enerji fiyatları gerilemiş, enerji dışı emtia fiyatları ise artmıştır. Haziran ayının ilk üç haftası itibarıyla emtia fiyatlarındaki düşüş devam etmiş, bu gelişmeyi büyük ölçüde enerji dışı emtia sürüklemiştir. Yılın ilk dört ayında bir miktar güçlenen dış fiyat kaynaklı baskılar son iki ayda sınırlı bir şekilde zayıflamıştır.
Küresel Arz Zinciri Baskı Endeksi mayıs ayında tarihsel eğilimine yakın seyretmiştir. Küresel navlun endeksleri son dönemde farklılaşan bir görünüm sergilemiştir. Dünya ve Çin’e yönelik konteyner endeksleri nisan ayı sonrasında artış kaydederken, kuru yük taşımacılık endeksleri görece ılımlı seyirini sürdürmektedir. Mayıs ayında bir önceki aya kıyasla yurt içinde tedarikçilerin teslimat sürelerinde ise kısmi bir uzama gözlenmiştir. Mayıs ayında imalat sanayi PMI verileri gerek girdi gerekse nihai ürün fiyatları endeksinde yavaşlama göstererek, enflasyonist baskıların hafiflediğini ima etmiştir.
Haziran ayı Piyasa Katılımcıları Anketi sonuçlarına göre enflasyon beklentileri tüm vadelerde düşüş göstermiştir. On iki ay sonrasına ilişkin enflasyon beklentisi 1,4 puan aşağı yönlü güncellemeyle yüzde 33,2’den yüzde 31,8’e, yirmi dört ay sonrasına ilişkin beklenti ise 1,0 puan aşağı yönlü güncellemeyle yüzde 21,3’ten yüzde 20,3 seviyesine gerilemiştir. Cari yıl ve gelecek yıl sonuna ilişkin enflasyon beklentileri 0,1 puan ile sınırlı bir düşüş göstererek sırasıyla yüzde 43,5 ve yüzde 25,5 olarak gerçekleşmiştir. Beş yıl sonrasına ilişkin enflasyon beklentisi ise yüzde 11,8’den yüzde 11,6 seviyesine gerilemiştir. Enflasyon beklentileri tüm vadelerde gerilese de mevcut seviyeler enflasyon görünümü üzerinde yukarı yönlü risk teşkil etmeye devam etmektedir. Kurul, enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışlarının öngörüler ile uyumunu yakından takip etmektedir.
Öncü göstergeler, haziran ayında enflasyonun ana eğiliminin Mayıs Enflasyon Raporu öngörüleriyle benzer şekilde yavaşlayacağına işaret etmektedir. B endeksini oluşturan gruplar incelendiğinde, aylık fiyat artışlarının önceki aya kıyasla temel mallarda daha belirgin olmak üzere hizmet ve temel mallar gruplarında yavaşlayacağı öngörülmektedir. Gıda grubunda fiyat artışlarının haziran ayında bir miktar hız keseceği değerlendirilmektedir. İşlenmiş gıda alt grubunda ekmek-tahıllar kalemi fiyat artışıyla öne çıkmaktadır. İşlenmemiş gıdada ise kırmızı et fiyatlarında süregelen artışların yerini düşüşe bıraktığı izlenmektedir. Öncü veriler dayanıklı mal fiyatlarının haziran ayında ılımlı seyrettiğine işaret ederken, bu gelişmeyi otomobil sektöründeki fiyat düşüşleri sürüklemektedir. Diğer dayanıklı mallarda fiyat artışlarının sürdüğü izlenmektedir. Hizmet enflasyonunda da yüksek seyir devam etmektedir. Bu grupta kira ve lokanta-otel alt gruplarında fiyat artış eğilimlerinin korunduğu, bayram etkisiyle bu dönemde ulaştırma hizmetlerinde de fiyat artışlarının belirginleştiği dikkat çekmektedir. Enerji grubunda ise fiyat artışının bir önceki aya kıyasla zayıfladığı gözlenmektedir. Bu dönemde şebeke suyu tarifelerinde artış izlenirken, uluslararası ham petrol fiyatlarındaki gerilemeyi takiben düşen akaryakıt fiyatları enerji grubu artışını sınırlamaktadır.
Para politikası
Kurul, parasal sıkılaştırmanın gecikmeli etkilerini de göz önünde bulundurarak politika faizinin sabit tutulmasına karar vermekle birlikte, enflasyon üzerindeki yukarı yönlü risklere karşı ihtiyatlı duruşunu yinelemiştir.
Aylık enflasyonun ana eğiliminde belirgin ve kalıcı bir düşüş sağlanana ve enflasyon beklentileri öngörülen tahmin aralığına yakınsayana kadar sıkı para politikası duruşu sürdürülecektir. Enflasyonda belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi durumunda ise para politikası duruşu sıkılaştırılacaktır. Para politikasındaki kararlı duruş; yurt içi talepte dengelenme, Türk lirasında reel değerlenme ve enflasyon beklentilerinde düzelme vasıtası ile aylık enflasyonun ana eğilimini düşürecek ve dezenflasyon yılın ikinci yarısında tesis edilecektir.
Kredi ve mevduat piyasalarında öngörülenin dışında gelişmeler olması durumunda parasal aktarım mekanizması ilave makroihtiyati adımlarla desteklenecektir. Likidite gelişmeleri yakından izlenmektedir. Sterilizasyon araçları, gerektiğinde çeşitlendirilerek etkin şekilde kullanılacaktır.
Kurul, politika kararlarını parasal sıkılaştırmanın gecikmeli etkilerini de dikkate alarak, enflasyonun ana eğilimini geriletecek ve enflasyonu orta vadede yüzde 5 hedefine ulaştıracak parasal ve finansal koşulları sağlayacak şekilde belirleyecektir.
Enflasyon ve enflasyonun ana eğilimine ilişkin göstergeler yakından takip edilecek ve Kurul, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanacaktır.
Kurul, kararlarını öngörülebilir, veri odaklı ve şeffaf bir çerçevede alacaktır.”